Ayvansaray Kazasker Ä°vaz Efendi Camii
Kazasker İvaz Efendi Camii; İstanbul Suriçi Ayvansaray Eğrikapı'da Kara surlarına cepheli olarak 1585 yılında Kazasker İvaz Efendi tarafından Mimar Sinan’a inşa ettirilmiştir. Buna karşı Mimar Sinan eserlerini anlatan tezkerelerde caminin ismi yoktur. Yapı küçük bir külliye olarak yapılmış olmasına rağmen medrese ve sıbyan mektebi günümüze gelmemiştir.
Kazasker İvaz Efendi Camii aynı zamanda Manav İvaz Efendi Camii olarak ta adlandırılır. Bu isim İvaz Efendinin Manavgatlı olmasından kaynaklanır. Kanuni Sultan Süleyman zamanında kazaskerlik yapmıştır. Hem Rumeli hem de Anadolu kazaskerliği görevlerinde bulunmuştur.

MÄ°MARÄ° YAPI

Caminin dış avlusu 1937 metrekaredir. Bu avlu bir duvarla cadde kotundan ayrılmaktadır. Avlunun diÄŸer yanı ise ÅŸehir surlarıdır. Caminin mimari planı kareye yakın bir dörtgendir. Cami iç harimi 208 metrekaredir.  Merkezi tek kubbelidir. Merkezi kubbe beÅŸ yarım kubbeyle taşınmaktadır. Altı kemer ve altı payeye dayanan orta kubbe 9,80 metre çapında olup 16.60 metre yüksekliktedir.  Ana kubbenin saÄŸ ve solunda ikiÅŸer, mihrap üstünde bir olmak üzere toplam beÅŸ yarım kubbesi bulunmaktadır. Kubbe kaynağında 12 adet yuvarlak kemerli pencere ile iç mekanda aydınlık saÄŸlanmıştır. Caminin giriÅŸ tarafında ve yan duvarlar boyunca ‘’U’’ ÅŸeklindeki kadınlar mahfili her iki tarafta altışar sütun bulunmaktadır. Bu bölümün ahÅŸap korkulukları bulunmaktadır. Cami yan duvarlarında simgesel iki ana tuÄŸla kemer bulunmaktadır. Bu kemerler altında üç sıra pencereler bulunur. Camii kesme taÅŸ ve tuÄŸladan almaşık olarak örülmüştür. Osmanlı Klasik camilerinden farklı olarak caminin merkezi ana kapısı yoktur. Buna karşın yapının kuzey ve güney kısmında iki kapısı vardır. GiriÅŸ kapısı üzerindeki levhada Mimar Sinan camisi olduÄŸu yazılıdır. Caminin bazı duvarları kesme taÅŸtan inÅŸa edilmiÅŸtir. Bazı duvarlar ise sadece kesme taÅŸtandır. Buna karşın Bahçesinde geniÅŸ çukur ve tüneller vardır. Bizans döneminden kalma Anemas zindanlarının kalıntıları da bu alandadır.

Her iki girişin bitişiğinde bulunan birer kapıyla üst mahfile çıkılır. Karşısından da harime girilir. Mihrabı dikdörtgen çıkıntılı ve nişi beş köşeli olup, üzerindeki çiniler 16.yüzyılın en güzel örneklerindendir. Mihrap nişinin içini sivri kemerli, sülüs yazılı pano doldurmaktadır. Mimberi mermer vaiz kürsüsü ahşaptır.

Caminin son cemaat yeri bugün yoktur. Ama yapılan incelemelerde hala izleri görülen büyük bir ahşap son cemaat yeri olduğu görülmektedir. Hatta minare kürsüsü yanında bulunan bir mihrap nişinden anlaşılacağı üzere bu son cemaat yeri, camiyi üç cephesini sarmaktadır. Bu ahşap yapı ‘’U’’şeklinde olduğu varsayılmaktadır.

Minaresi kıble duvarı köşesindedir. İvaz Efendi bahçedeki hazirede medfundur. Camide 1998 yılına kadar Muhammed Mustafa sakal-ı şerifi bulunmaktaydı. Ancak bilinmeyen bir şekilde ortadan kaybolmuştur ve ne olduğu bilinmemektedir. Avlu girişinin karşısında bulunan Mimar Mustafa Ağa çeşmesi yeni olarak restore edildi ve halan kullanılmaktadır.

Camiler

Turan Akýncý Kitaplarý