Hidayet Camii; İstanbul Suriçi Eminönü Yalı Köşkü Caddesi ile Şeyhülislam Hayri Efendi Caddesi'nin kesiştiği yapı adasında 1813 yılında Sultan II.Mahmut tarafından yaptırılmış ahşap olarak yaptırılmıştır. Daha sonra bu ahşap caminin yerine 1887 yılında Sultan II.Abdülhamit tarafından kagir bir cami Mimar Alexandre Vallaury’e inşa ettirilmiştir. Caminin tam yeri Eminönü İstanbul Ticaret Odası'nın yeni binasının yanındadır. Arapçadaki ''hidayet'' sözcüğü Türkçede yol gösterme, doğru yolu arama, doğru yola girme, Tanrı tarafından kişinin kalbine ilham olunan doğru yolu arama isteği gibi anlamlara geldiğine görülür. Bu caminin bulunduğu yer 1800 ler de deniz kenarı ve kayıkhanelerin bulunduğu yerdir. Kayıkhanelerde çalışanlar ve bekar odalarında uygunsuz işler olduğuna inanan Sultan II.Mahmut buradaki tüm yapıları yıktırarak.Hidayet camiini yaptırmıştır.
CAMİNİN MİMARI:
Alexandre Vallaury İstanbul doğumlu Fransız asıllı bir mimardır. Bugün İstanbul’un çok önemli simge yapılarını planlamıştır. Fındıklı’daki bugünkü Mimar Sinan Üniversitesi binasını ilk düzenleyen kişidir. Bu binada Sanayi-i Nefise Mektebi'nin projesini çizip mimarlık bölümünü kurmuştur. En önemli eseri Cağaloğlu’ndaki Duyunu Umumiye binasıdır. Bu gün bu yapı İstanbul Erkek Lisesidir. İstanbul’da yirmiye yakın inşa ettiği yapı bulunmaktadır. Eserleri Karaköy'deki Osmanlı Bankası ve Yeni Karaköy Hanı, Tepebaşı'ndaki Pera Palas, Haydarpaşa'daki Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane, Gülhane'deki Arkeoloji Müzesi, Beyoğlu'ndaki Tokatlıyan Otelidir. Büyükada’ki Ortodoks yetimhanesi, Rumelihisarı Tophane Müşiri Zeki Paşa yalısı, Yeniköy’deki Ahmet Afif Paşa yalısıdır. İstanbul'a Mimar Sinan kadar emeği geçmiştir. Günümüz İstanbul’unun en önemli sivil yapılarıdır. Osman Hamdi Bey, onu ''mimar-ı şehir'' olarak tanımlıyor.
ORİENTALİZM:
18.yüzyılda görülen bir mimari akımdır. Doğu kökenli motif ve detayların batı mimarisi ile karıştırılarak yaratılan bir mimari stildir. Bu stilde İstanbul’da birçok yapı yapılmıştır. İlk yapılan yapı Beyazıt Camii haziresindeki Mustafa Reşit Paşa için yapılan türbedir. Daha sonra bu stil Çırağan sarayında kullanılmıştır. Haydarpaşa’daki tıbbiye binası ve Sirkeci Tren Garı bu türde yapılan diğer binalardır. Hidayet Camisinin cephelerinde bu etki fazlası ile görülmektedir.
MİMARİ YAPI:
Yalıköşkü Caddesinden taştan bir kapı ile taşlık sahanlığına girilir. Sağ kısımda birkaç basamakla camiye çıkılır. Sağda mihrabın bulunduğu mahallin solundaki ahşap merdivenle üst kata çıkılır. Giriş sahanlığı sonradan camekanla kapatılmıştır. Ahşap ağırlıklı ve düz tavanlı küçük bir son cemaat yerinden ana mekana geçiliyor. Ana mekan kare bir alan. Yapının ebatlarına göre yüksek bir tavanı vardır. Cami sahnı tepede tek bir kubbe ile örtülmüştür. Osmanlı camilerinde alışılmadık tarzda sivri bir kubbe görülmektedir. Kubbenin alt kenarları düz bir çatı düzlemine oturmaktadır. Çatı ve düzlem kurşunla kaplanmıştır. Kubbenin bittiği noktada orientalist formda olan üstleri sivri kemerli pencereler bulunmaktadır. Bu pencereler iç mekanın aydınlatılmasını sağlamaktadır. Bu pencereler 18 adettir. Ama asıl iki büyük pencere karşılıklı iki duvarda. Vitrayla süslenmiş pencerelerin üste doğru kıvrılarak sivrilen biçimi Magrip kadar Hint mimari özelliği görülür. Caminin içindeki kolonlar kare şeklindedir. Fazlaca sivri olan kubbe direk duvarlar üstüne oturmaktadır. Cami iç mekanında fazla sayıda kolon olması mekanı bozmuştur. Caminin iç süslemeleri kalem işidir. Çini hiç kullanılmamıştır. Alt kat boşaltılarak 1992 yılında camiye çevrilmiş. Camide cumaları yer kalmadığından alt kattaki salonda kullanılmaktadır. Fakat bugün cuma namazı dışında bütün namazlar alt kattaki ''cami'' de kılınıyor; tarihi cami cumadan cumaya açılmaktadır. Cami 1983 yılında onarıldıktan sonra İstanbul Ticaret Odası’nın bu bölgeye taşınması ile 2008 yılında İstanbul Ticaret Odası tarafından tekrar yenilenmiştir.