Akşemsettin Mescidi; İstanbul Fatih Hırka-i Şerif Mahallesi Keçeciler Caddesine cepheli olarak 1546 tarihlerinde inşa edilmiştir. İlk banisi Fatih Devrinin büyük alimlerinden, İstanbul’un fethine maddi ve manevi katkıda bulunan ve Fatih’in hocası olan Akşemsettin Mehmet Efendi’dir. Kendisi Göynük’teki türbesinde medfundur. Sultan III. Ahmet bir gün öğle namazını burada kılmış ve kimin hayratı olduğunu sormuş, Akşemsettin Mescidi olduğunu öğrenince bir minber koydurtarak vazifelerinin gündeliklerini de artırmıştır. Vakıf defterinde Ali Paşa Camii nihayesinde gösterilip, evkafı olmadığından yazılmadığı bildirilmektedir. Mescide başkaları bazı vakıflar yapmış görünüyorsa da, Fatih Sultan Mehmet tarafından hocasına ikram olarak vazifelerinin ve diğer masraflarının verilmiş olması muhtemeldir. Zamanla bakımsızlıktan harap olan camii, Sultan II.Abdülhamit Devrinde Bosnalı Hacı Emine hanım isminde bir hayırsever kadının vasiyeti ve oğlu Hakkı Bey’in gözetiminde bugünkü şekliyle tamir ve ihya edilmiştir. 1944 senesinde ise mahalle halkının maddi ve manevi yardımlarıyla geniş bir tamir yapılmıştır. Akşemsettin Camii, kareye yakın planlı olup, duvarları kagir, son cemaat mahalli ve çatısı ahşap olup üzeri kiremit örtülüdür. İç alanı 9.0 x 10.25 m.dir. Girişi dışarıdan olan kadınlar mahfili, göbekli iç tavanı, minber ve kürsüsü ahşaptır. Mihrabı ise tuğladan yapılmıştır. Caminin solunda bulunan bodur minaresinin kaidesi ve şerefesi kesme taştan, gövdesi ise tuğladandır. Kapıdan girerken kapı ile sağdaki pencere arasında talik yazı ile bir kitabe bulunmaktadır ki ilk tamirinde konmuştur. Haziresi düzenli olup, 19. yüz yıldan kabirler bulunmaktadır. Bitişiğindeki Akşemsettin Mektebi, Kuran Kursu yapılmak üzere yeniden tamir edilmektedir. Yine caminin sağında bulunan mermer şadırvan ve giriş kapısında mermer çeşme vardır. Vakit namazlarında 30 – 40, Cuma namazlarında ise 80 – 100 civarında cemaati bulunmaktadır.