Hezaran Han; İstanbul Boğazı’nın Rumeli yakasında Galata Bankalar Caddesine cepheli olarak 1902 yılında dönemin önemli mimarı Alexandre Vallaury tarafından inşa edilmiştir. Burada eskiden Osmanlı Bankasına bağlı olan bir Odun deposu bir ahşap bina ve ahır bulunmakta idi. Dönem içinde cadde değer kazanınca burada Han binalarının yapılması gündeme geldi. Parsel ikiye bölünerek iki farklı han yapıldı. Bu parsele 1902 yılında Osmanlı Bankası tarafından Alexandre Vallaury’e bir han yapılması istendi. Bunun üzerine çok kısa bir sürede bu han inşa edildi. Hanın üç katı Societe du Tombak isimli bir tömbeki şirketine kiralandı. 1906 yılında Beyoğlu Mutasarrıfı Hamdi Beye satıldı. O dönemde Hamdi Bey Hanı olarak tanındı. Dha sonra tekrar aynı han ismine dönüldü. Günümüzde elektrik malzemelerinin satıldığı bir handır.
Hezaren Han, zemin kat üzerine dört kat olmak üzere toplam beş katlı inşa edilmiştir. Günümüzde zemin kat dışında tüm katları metruk vaziyettedir. Zemin katta elektrik malzemeleri satan bir dükkan bulunmaktadır. Hanın asıl girişi bankalar Caddesi’ne bakan cephenin sağ tarafındadır. Bu girişin simetriği olan ve cephenin sol tarafındaki başka bir kapıdan ise, dükkana giriş çıkış sağlanmaktadır. Şimdiye kadar restore edilmediği için de, Anıtlar Kurulu’nda da röleve çizimleri ve röleve raporları yoktur. Yapının kuzeybatı ve güneydoğu cepheleri yanlardaki komşu binalarla tamamen kapatılmış durumdadır. Bankalar Caddesi’ne bakan Art Nouveau üsluplu güneybatı cephesi ise, Bankalar Caddesi’nin en gösterişli cephelerinden biri olarak dikkati çeker.
Bu cephede, her katta farklı pencere düzenlenmesine gidilmiş olup, birinci kattan başlayarak çatıya kadar devam eden cumba, yapıya cephe karakterini kazandıran en etkin mimari öğe durumundadır. Yapının ana simetri eksenini belirleyen cumbanın her iki yan kanadı, cephe düzeni bakımından, pencere, alınlık, saçak ve diğer süsleme unsurları ile benzer formda düzenlenmiştir. Zemin kattan birinci kata geçişte yer alan ve sınırları düz ince yatay kuşaklarla belirlenen geniş saçak, ana eksende, cumbanın yüzeyden ileri taşkınlığına paralel olarak öne doğru çıkma yapmaktadır. Saçağın bu çıkma yapan kısmı alttan, ikili ve volüt formunda konsollarla desteklenmiştir. Yüzeyleri kenger yaprağı motifleriyle süslü bu konsollar, Barok mimarinin volüt formundaki konsollarını hatırlatır. Birinci katta cumbanın her iki yan kanadında kullanılan, dikdörtgen formlu pencerelerin kemer köşeliklerine konsol formu verilerek yumuşatılmıştır. Cumba kısmında ise, bu pencere formunun, ortadan iki plasterle üçlü sisteme dönüştürülmüş şekli görülmektedir. Pencereyi üçlü sisteme dönüştüren bu plasterlerin üzerinde yer alan ve ikinci normal katın balkonsu çıkma yapan saçağını taşıyan, volüt formlu ve üzerleri kenger yapraklarıyla işlenmiş konsolların da, yine barok tarzda öğeler olarak kullanıldıkları görülmektedir.