Hacı Beşir Ağa Sebili; İstanbul Suriçi Gülhane ile Babıali arasında Hükümet caddesi ile Alay köşkü caddesinin kesiştiği noktada 1744-1745 tarihinde Hacı Beşir Ağa külliyesinin bir yapısı olarak inşa ettirmiştir. Alay köşkü caddesi ile Hükümet Konağı sokağının kesiştiği pahtlı köşede yer alan sebil, külliyede barok üslubun katıksız bir biçimde sergilendiği tek öğedir. Malzeme olarak üzeri geniş saçak oluşturarak basık koni biçiminde kurşun kaplı bir çatı ile örtülmüştür. Sebilin kitlesi içeriye doğru kavisli beş adet kenarın oluşturduğu bir çıkma biçimindedir. Hükümet konağı sokağı üzerindeki kemerli sebil kapısı kare açıklıklı bir pencere ile taçlandırılmıştır.
KÜLLİYENİN BANİSİ:
Darüssaade ağası Hacı Beşir Ağa 1652’de doğdu. Köle olarak satın alındıktan sonra saraya alındı. Küçük yaştan itibaren Yapraksız Ali Ağa'nın yanında sarayda yetişti. 1707 senesinde saray hazinedarı oldu. Sultan III. Ahmet'in şehzadeliği sırasında müsahibi, danışmanı idi. Sonraları Darüssaade Ağası Süleyman Ağa ile beraber 1713'de Kıbrıs'a gönderildi. Kıbrıs'tan Mısır'a ve oradan da Hicaz'a gönderilerek şeyhül-haremeyn vazifesi verildi. 1717 senesinde İstanbul'a çağrılarak Darüssaade Ağalığına tayin edildi. Bundan sonra Sultan III. Ahmet padişahlığının son ve Sultan I. Mahmut padişahlığının ilk devirlerinde olmak üzere ölümüne kadar tam otuz sene Darüssaade Ağalığı yaptı. Hacı Beşir Ağa, yaptırdığı külliye dışında, Eyüp’te bir medrese, kütüphane ve çeşme yaptırmıştır. Fatih, Beşiktaş, Kocamustafapaşa, Fındıklı, Üsküdar ve Sarıyer'de çeşmeler, Medine-i münevverede de pek çok hayrat yaptırmıştır. İki kütüphanesinde 1.500 cilt el yazması kitabı bulunmakta idi. Bu kitaplar bugün Süleymaniye Kütüphanesinde bulunmaktadır. Ayrıca ilk matbaanın kurulmasında mühim rolü vardır. İbrahim Müteferrika, İstanbul'da ilk matbaayı açtığı gibi, ilk kâğıt fabrikasının da Yalova'da açılmasına gayret etti. Bu fabrika için en uygun yer Beşir Ağa'nın çiftliği idi. Çiftliğini bu iş için seve seve vakfeden Beşir Ağa, fabrikanın kurulmasından çok kısa bir zaman sonra 1746 yılında vefat etti. Kabri, Eyüp Camii haziresindedir.
Hüseyin Ayvansarayi bu külliyeyi Ağa Camii olarak kaydetmiştir. Bu kayıtta külliyenin kapısının üstündeki kitabenin tam metnini anlatır. Kitabede ‘’Yeniden bu ibadetgahı paki eyledi ihya’’ mısraı bu külliyenin eski bir yapının yerine inşa edildiğini gösterir. Külliye Sultan II. Mahmut döneminde tepeden tırnağa elden geçirilmiştir. Bu tamiratın 1826 ile 1839 tarihleri arasında yapıldığı bilinmekse de kesin tarih belli değildir. Harim kapısının üzerindeki kitabe:’’ Muaffak oldu Han Mahmut Sani şimdi tecdidine.’’ Bu tamiratı anlatır. 1950 yılında tekke binası bir yangın geçirmiştir. Yapı Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yeniden tamir edilmiştir.1986 yılında Cami avlusuna tarihi bir yapıya hiç uymayan abdest alma yerleri ve şadırvan inşa edilmiştir.
KÜLLİYE SEBİLi: Sebil mermerden yapılmış olup kubbesi kurşun ile kaplanmıştır. Geleneksel tüm sebiller gibi geniş bir saçağı bulunur. Osmanlı Sebilleri genelde dairesel olduklarından dolayı pencereler dışa doğrudur. Bu yapıda pencereler içe dönüktür. Sebilin beş penceresi bulunur. Bu pencereler sütüncelerle ayrılır, aynı zamanda sebilin alınlığı taşınmış olur. Pencerelerin aralarında döküm şebekeler bulunur. Hacı Beşir Ağa Sebili Osmanlı sebil mimarisinde barok olarak yapılan ilk sebillerden biridir. Ebat olarak sanat tarihi açısından önemlidir. Sebilin üst kısmında Şair Rahmi’nin yazmış olduğu beş satırlık uzun bir yazı bulunur. Sebilin yan kısmında kitabesi bulunan bir mermer çeşme bulunur.