Taksim, Sıraselviler Caddesi No. 39 adresinde bulunan saray, Belçika Devleti tarafından 14 Mayıs 1900 günü satın alınmıştı. Konak, Rum banker Stavros Michail Kepetzis için mimar Patrocloss Michail Campanakis tarafından inşa edilmişti.
1830 yılında Belçika Devleti bağımsızlığını kazanmıştı. Siyasi ve ekonomik olarak da Osmanlı Devleti ile ilişkilerin kendileri için önemli olduğunu görmüşlerdi. Hollanda ve kolonilerden ayrıldığından beri Belçika sanayisi için Osmanlı Devleti iyi bir pazardı. 1831 de Leopold tahta çıkmıştı, Liege ve Verviers şehrinin sanayicileri Majestelerine bir dilekçe vererek hükümetin Osmanlı Devleti ile ilişkilerini resmileştirmesini ve İstanbul'da bir elçilik açılmasını istemişlerdi. Ayrıca Osmanlı - Belçika ilişkilerinin kurulması için padişahın fermanı da beklenmekteydi ve bu 24 Ekim 1837'de Sultan II. Mahmut tarafından yayınlanmıştı.
Belçika, Viyana Büyükelçisi Kont O'Sullivan de Grass de Seovaud'u İstanbul'a göndermiş ve kendisine Osmanlı - Belçika ticaret anlaşması için ön görüşmeler yapması görevi verilmişti. Belçika, 23 Haziran 1830 'da Osmanlı Devleti ile Toskana arasında yapılmış olan ticari anlaşmaların benzerini Babıâli'ye sunmuş ve görüşmeler olumlu sonuçlanmıştı. 14 Ekim 1839'da anlaşma karşılıklı olarak onanmış Belçika hükümeti İstanbul'da sefaret kurmak için çalışmalara başlamıştı. 1839 yılında ise İstanbul'a büyükelçi olarak Kont Desire Behr atanmıştı.
Belçika açısından 1838 Dostluk ve Ticaret Anlaşması'nın hükümlerinin bir özelliği de, kendi vatandaşları arasında bir anlaşmazlık olduğu zaman, diplomatlarının yargı yetkisine sahip olmalarıydı. 1855 yılı mayıs ayında Büyükelçi Baron Emile de Borchgrave, İstanbul'da gelince Belçika Devleti'nin İstanbul'da sahip olduğu çalışma ortamının çok düşük ve vasıfsız olduğunu görmüştü, bu konuda Belçika Dışişleri Bakanlığı nezdinde şikâyette de bulunmuştu. Sefaret Beyoğlu Caddesi'ne açılan dar ve karanlık bir sokakta kötü bir binadaydı ve ayrıca diğer Avrupa ülkelerinin sefirleri İstanbul'da dört atın çektiği "portantine" arabaları ile gezerken sefirin arabasını bir at çekmekteydi. Bu tür detaylar ise ülke sefaretlerinin Osmanlı Devleti'ndeki saygınlığını belirlemekteydi. Osmanlı Sarayı ile ilişkilerini geliştirmek isteyen büyükelçinin onları mevcut sefarette ağırlama imkânı da yoktu.
Büyükelçi Borchgrave yaz gelince Büyükdere'de muhteşem bir yalı kiralamış ve sarayla olan ilişkilerini geliştirmek için burada birçok davetler vermişti.
1860 yılında Brabant Dükü, yani müstakbel Kral II. Leopold, İstanbul Limanı'na resmi bir ziyarette bulunmuş ve bu Belçika Osmanlı ilişkilerinin gelişmesinde çok yararlı olmuştu. Bu gelişmeler sonucunda, yeni bir ikili ticaret ve sefer anlaşması da devreye girmişti. 1870 yılından itibaren bu tür düzenlemeler giderek daha fazla önem kazanmaya başlamıştı. Belçika firmaları Osmanlı topraklarında daha fazla iş üstlendikleri için ilişkiler daha da yoğunlaşmıştı. Belçika Dışişleri Bakanlığı 1872 yılı haziran ayından itibaren İstanbul'daki kadrosuna, büyükelçinin yargı yetkisini kullanmasında, kendisine teknik danışmanlık ve yardım sağlaması için Şansölye Konsolos eklenmesine karar vermişti. 23 Ağustos 1872'de Belçika Kraliyet kararnamesi ile Camille Janssen Şansölye Konsolos sıfatıyla İstanbul'daki görevine atanmıştı. Görevini iyi yapan bir kişiydi hem Belçikalı iş adamları hem de Osmanlı bürokrasisi ile ilişkiler kurmuştu.
Belçika, zaman içinde Osmanlı Devleti'nin ticaretinde yavaş yavaş önemli bir konuma gelmişti. 1881 yılında Osmanlı kamu borçlarının ödenebilmesi için Düyun-u Umumiye İdaresi kurulmuştu. Burada Belçika'nın da bir temsilcisi bulunmaktaydı